METİN

Mübin Orhon’nın Çeşitli Dönemlerinden Seçme Yapıtlar ve
Ara Güler’in Objektifinden Mübin Orhon

Ara Güler, Mübin Orhon’un 1948-1981 yılları arasında Paris’te çektiği otuz siyah-beyaz fotoğrafı da sergide yer alıyor.

Sergi 20 Şubat-7 Nisan 2001 tarihleri arasında izlenebilir.

Abidin Dino, Mübin Orhon’un ölümünden sonra yazdığı bir yazıda Türkiye’de hâlâ pek tanınmayan, ancak “Paris Okulu” ressamları arasında kendisini kabul ettirebilmiş, yapıtları yurtdışında koleksiyonlarda bulunan Mübin Orhon’u, “Her şeyden önce ortada yaptığı resimler var ve bu resimlere baktığımızda gördüğümüz şey, bir çilenin içtenliği, coşkunluğu, renk devinimi, güzelliği, tekliği. Türk resim tarihinde bu cins başka bir atalım yok” diyerek anıyordu.

Abidin Dino’ya göre “istenmiş ve seçilmiş bir yalnızlığı yaşayan” Mübin Orhon’un, çeşitli dönemlerinden seçilen yapıtları, kapsamlı bir sergi ile ilk kez İstanbul’da sergileniyor.

1924 yılında İstanbul’da doğan, Tanzimat Fermanı’nı ilan eden Sadrazam Reşit Paşa’nın ailesinden gelen Mübin Orhon, Siyasal Bilgiler Fakültesi’ni bitirdikten sonra doktora yapmak için Paris’e gitti. Türkiye’de iken Mübin Orhon, merkezinde Orhan Veli’nin bulunduğu çevre ile yakın ilişki içindeydi. Paris’te Sorbonne Üniversitesi’nde iktisat doktorasını başladı. Ama kısa bir süre sonra kendisini tamamen resme verdi ve ölene kadar sadece resimle ilgilendi.

Mübin Orhon, resim anlayışını şöyle açıklamıştı: “Bence resimde mühim olan resmin muhtevası ve bu muhtevanın ortaya çıkarılışında kullanılan vasıtalardır. Bu vasıtalar ve muhteva ressamın malı olduğu nisbette ressam muvaffak olmuştur… Yeni resim yapacağım diye boya sürmek hatalıdır. Mesele ressam-resim mücadelesinin hakiki bir yaratışa sürüklenmesindedir… resim ressama hastır, ferdidir. Kökü ise ressamın iç hayatı, cemiyeti, bilgisi, muhiti, kültürü, hayatı ve insanlıktır.”

Mübin Orhon, başlangıçta düzenli olmasa da eğitim amaçlı desen ve figür çalışmaları yapsa da, resim dünyasına girdiği ilk andan başlayarak sonuna kadar insanlığı “en derin noktalarına kadar ifade edebilecek” ortak dil olduğuna inandığı soyut sanatı benimsedi. Necmi Sönmez, sergi kataloğundaki yazısında Mübin Orhon’un sanatını, Geometrik (1949-1955), Lekesel Soyutlama (1956-1960), Şiirsel-Dışavurumcu Soyutlama (1961-1970) ve Monokrom (1971-1981) dönemlerine ayırıyor. 1948-1950 arasında Paris sanat ortamında yaşanan “geometrik-lekeci” soyutlama arasındaki tartışmada geometri tutkusuyla dikkati çeken sanatçının daha sonra lekesel değerleri ön plana çıkaran, tuval yüzeyini farklı dokularla zenginleştiren, gri, siyah gibi koyu renklerin ağır bastığı resimler yaptığını belirtiyor. 1960 yılından sonra akıtma tekniğini kullanarak farklı görsel tadların peşine düşen sanatçının 1970’lerden sonra monochrome olarak tanımlanabilecek bir sürece girdiğini ve çağdaş Türk resminin gelişim çizgisi içinde benzerine rastlanmayan “imge yoğunluğuyla” resmini kişisel yaşamının bir ögesi yapmadan farklı arayışların eşiğinde yoğurup biçimlendirerek sadece “gören gözlerin” duygudaşlığıyla çözümlenebileck birliktelikler ürettiğini açıklıyor.

Ahmet Köksal, 1981’de sanatçının ölümü üzerine yazdığı bir yazıda sanatçının son dönemini şöyle yorumluyor: “Koyu ve saydam yüzeyler arasından sanki bilinmez bir derinlikten, sınırsız bir mekandan süzülüp gelen ışınlarda bir özlem aydınlığını ya da bir mevlevi müziğinin soluğunu duyurmak istiyordu. Bu düzenlemelerde Doğu’ya özgü bir duyarlık, gizemli bir dünya görüşünün izleri çağdaş bir anlatımla bağdaştırılmıştı.”

Paris’teki arkadaşlarından Selim Turan onun resimle ilişkisini şöyle anlatmıştı: “Çok güzel renk armonileriyle çok sade resimler yaptı. İbadet eder gibi resim yapardı, en ufak bir fantaziye yer vermedi. Dış görüntüleri mümkün olduğu kadar silip, görüntülerin arkasında bizi hayran bırakan, anlamadığımız ve mutlaka mevcut olanı aradı.”

Paris’te en önemli galerilerle çalışan sanatçının eserleri, daha hayattayken koleksiyoner Sir Robert Sainsbury sanatçının ölümüne kadar resimlerini almıştı. Altmış üç resimden oluşan bu koleksiyon 1978 yılında East Anglia Üniversitesi bünyesinde kurulan Sainsbury Görsel Sanatlar Merkezi’nde düzenli olarak sergileniyor. Mübin Orhon, İstanbul’daki ilk sergisini 1967’de askerlik nedeniyle geldiğinde Galeri Melda Kaptana’da açtı. İkincisi sergisini ise on dokuz yıl sonra 1979’da Maçka Sanat Galerisi’nde gerçekleştirdi. Ölümünden sonra 1982 ve 1986’da Maçka Sanat’ta, 1992’de Galeri Nev’de açılan sergiler ve özellikle 1996 yılında Yapı ve Kredi Sanat Galerisi’nde Sainsbury koleksiyonundaki resimlerin yer aldığı özel sergi Mübin Orhon’u Türkiye ile tanıştırdı.

Millî Reasürans Sanat Galerisi’nde düzenlenen sergi, Mübin Orhon’un sanat yaşamının ana çizgilerini değişik dönemlerinden seçilen resimlerle ortaya çıkarıyor.

Millî Reasürans Sanat Galerisi küratörü Amelie Edgü, Ara Güler’in objektifinden Mübin Orhon ve Mübin Orhon’un yapıtlarını biraraya getirerek iki sanatçıyı toplu şekilde bir izleme olanağı sunmaktadır.

Bu sergi, Ara Güler’in Mübin Orhon’un 1948-1981 yılları arasında Paris’te çektiği otuz fotoğrafla bu önemli sanatçımızı daha yakından tanımak isteyenlere iyi bir olanak sunmaktadır.

Sergi 20 Şubat-7 Nisan 2001 tarihleri arasında izlenebilir.

ESERLER

BASINDAN