SERGİLER / GEÇMİŞ / MEHMET GÜRELİ

METİN

Mehmet Güreli Resimleriyle İkinci Kez Buluşma

İki yıl önce Millî Reasürans Sanat Galerisi’nde sürpriz bir resim sergisini açan Güreli, 22 Mart - 15 Nisan 2000 tarihleri arasında tekrar İstanbullu sanatseverlerin önünde.

“Ustalık gösterisiyle değil de, her zamanki gibi kendi gönül keyfinin avare çocuksuluğuyla göl kıyısında taş sektirip duran Mehmet Güreli… Ancak onun genellikle birbirine benzer tablolarını görünce bir daha unutamıyor insan… Belki de kendini aşmak için aşırı bir yırtınmaya gerek duymadığından unutamıyor.” Ahmet Altan, 1998 Mart’ında İstanbul Millî Reasürans Sanat Galerisi’nde açtığı ilk sergisinden sonra Mehmet Güreli için böyle yazmıştı.

Mehmet Güreli iki yıl önce bir sürpriz gibi çıkıvermişti resim izleyicilerinin önüne. O güne kadar öykü yazarı, yayıncı, film yönetmeni, müzisyen, gazeteci, karikatürist, kitabevi kurucusu olarak tanınıyordu. Millî Reasürans Sanat Galerisi’ndeki ilk sergisinden sonra Ankara ve İzmir’de sergiler açtı Güreli. İki yıl sonra tekrar Millî Reasürans Sanat Galerisi’nde Türk Henkel’in katkılarıyla yayınlanan bir kitap eşliğinde bir kere daha İstanbullu sanatseverlere sunuyor yapıtlarını. Çıkışı şaşırtıcıydı, resimleri de. Serginin ardından, hemen herkesin aklına, “bakalım devamı gelecek mi?” sorusu takılıp kalmıştı. Aslında Güreli, resimle ilişkisini Cézanne’ın “Resim bir meslek değil bir yazgıdır” sözüyle açıklarken bu sorunun cevabını daha o sırada vermişti; yine de emin olmak için iki yıl beklemek gerekti.

Sanatçı, “İlk sergimden bu yana resim giderek daha çok zamanımı almaya başladı. Kitabevini bıraktım. Neredeyse tek uğraşım resim. Bundan bir şikâyetim yok şimdilik. Ama bu kadar resim çalışmamın nedeni daha çok ve daha sık sergi açmak değil. Resimlerimi gerçekten zevk alarak, hoşlanarak yapıyorum. Ama yaparken hoşlanılsın diye bir düşüncem yok. Yani, ‘işte şurasını şöyle yaparsam beğenilir, resmimi satarım’ gibi basit bir anlayıştan söz etmiyorum. Çalışırken resmimle ben başbaşayız ve kendi serüvenimizi yaşıyoruz. ‘Bu resim izleyici önüne çıkacak, belki beğenilecek’ gibi bir düşünce bana resim yapma şevki vermiyor. Hoşlanılma güzel bir şey, ama bu bir sonuç. Ne zaman, nasıl ortaya çıkacağını bilemediğin bir sonuç. Bu bakımdan bugün ortaya çıkan resimler ‘bana rağmen’ resimlerdir diyorum. Aslında kendi yollarını kendileri buldular. Bu nedenle söz hakkı benden çok onlara düşüyor” diyor.

Mehmet Güreli’nin resimleri tanıdık gelecek resim izleyicilerine. Yine o gizemli bakışlı, ince uzun boyunlu, insanın bir görüp bir daha unutamadığı bakışlarıyla sisli kadınlar var tuvallerinde. Ancak bu resimlerde daha taze renkler, bugünü ve geçmişi anımsatan daha farklı ortamlar, yeni nesneler de var. Zaman sanki daha yok olmuş gibi. Daha az kalabalık tuvalleri. Sanki Güreli’nin “kahramanları” izleyenlerin önüne tek başlarına çıkmak ister gibiler. Bir de peyzajlar eklenmiş. Bunlar da figürlü resimleriyle aynı tatta, Güreli özgünlüğünde.

Mehmet Güreli “neredeyse tek uğraşım resim” diyor ama bu arada film projeleri, senaryo çalışmaları, arada bir müzik de yapıyor. Hatta belki yine sürpriz çıkışla bir fotoğraf çalışması da olabilir. Mehmet Güreli, hayatta istediği, hoşlandığı şeyleri yapmak için hala direnenlerden.