KURULUM

METİN

Acıyı Çizmek

Abidin Dino ölümünün onuncu yılında Millî Reasürans Sanat Galerisi’nde “Acıyı Çizmek” başlığı altında bir sergi ile anılıyor.

Sergi için hazırlanan kitapta Abidin Dino’nun hasta iken tuttuğu günlüğü de yer alıyor.

Sergi 15 Ekim-22 Kasım 2003 tarihleri arasında Millî Reasürans Sanat Galerisi’nde görülebilir.

Nazım Hikmet, bir şiirinde, “mutluluğun resmini yapabilir misin?” diye sormuştu Abidin Dino’ya. Bilindiği kadarıyla “mutluluğun” resmini yapmadı Abidin Dino, ancak; acının resmini yaptı, kendi ifadesiyle “acıyı çizdi”.

1993 yılında yitirdiğimiz Abidin Dino ölümünün 10. yıldönümünde yurt içinde ve dışında geniş kapsamlı etkinlikler ve sergilerle anılıyor.

Abidin Dino’yu anma etkinliğinin Türkiye’deki ilk ayağı, Millî Reasürans Sanat Galerisi’nde 15 Ekim- 22 Kasım tarihleri arasında “Acıyı Çizmek” sergisi ile başlıyor. Kasım ayında ise sanatçının Paris’te açılacak retrospektif sergisi izleyecektir.

1913 yılında İstanbul’da doğan Abidin Dino, ilk çalışmalarını Fikret Adil’in çıkardığı Artist dergisinde yayınladı. Bu arada Nazım Hikmet’in kitaplarınında içinde bulunduğu birçok kitabı resimleyip kapak resimlerini yaptı. D Grubu içinde yer alan sanatçı, sinema eğitimi için gittiği St. Petersburg dönüşü bu gruptan ayrılarak Yeniler Grubu’na katıldı. 1952’de Paris’e yerleşti. T. Tzara, Picasso, Cocteau, Malraux, Mayerhold, Aragon gibi sanatın değişik dallarından isimlerle dostluklar kurdu.

Millî Reasürans Sanat Galerisi’nde sergilenecek 80 yapıt Abidin Dino’nun deyimiyle, “Acıyı Çizmek” resimleri, 1967 yılında Montpellier’de Saint-Charles Hastahanesi’nde geçirdiği böbrek ameliyatı sırasında yapmıştı. Ameliyat kararı, ameliyatı bekleyiş, nihayet ameliyat ve sonrasında “resim çizmek”, sanatçının yaşadığı sıkıntılı ve acılı süre boyunca vazgeçemediği en önemli iki şeyden biridir, diğeri tabii ki eşi Güzin Dino.

“İş ciddiye bindi çabucak. İlaçlar, iğneler, ilaçlar iğneler, damla damla damara verilen ilaç hepsinden tatsız, hem ne kadar yavaş damlıyor! Bir yandan hastabakıcılar, öte yandan genç asistanlar odama girip çıkıyorlar. Arada, iğnesiz elimle biraz resim çizdim, iyi geldi...”. “Güzin olunca herşey yolunda gidiyor. Paris’te, trende, Hastahanede, çocuksu güzel elleri ile gözleri ile hep yanıbaşımda, ama bitkin. Ne yapsam?”.

Abidin Dino, Hastahanede bedeninde acılarla yaşarken dışarıda da Vietnam Savaşı insanlarda vicdan sızılarını biriktirerek sürmektedir. Hastahanenin alacakaranlık sabahlarında okunan gazetelerdeki haberler sanatçının bedensel acılarına insanlığın acılarını karıştırır. Rüyalarında eski günlere gider: “Böbreğime dek dehlizler içre bir gezinti. Tatsız geçti. Gece uykular karmakarışık. Dün Tzara’yı gördüm düşümde. Kimi zaman dolaştığım o acaip odalardayız. Basık tavanlı, iç içe. Eski püskü şeyler. Biraz Kamondo Han, biraz Schola Cantorum, Tzara’yı gezdiriyorum basamaklarla inilen salonlarda. Tzara’nın gözlükleri, güleç gözleri, cigarası. Pencereden dışarı bakıyoruz, çok yüksekten, baygın ve hasret dolu bir akşam... Ama gördüğümüz kent neresi? Barselona mı yoksa? Belki İspanya İç Savaşı’na katılmak istiyorum, belki Tzara engel oluyor da gidemiyorum, Grange Aux Belles’e uğradım, Tzara ‘Geç kaldın diyor, artık bozgun başladı’. Üzüntü. Akşam oldu. Pencerede yalnızım. İlaçlar sert . Güzin Paris’te.”

Nihayet ameliyat ve nekahat dönemi. Sanatçının bir kaç günlüğüne Aix’e gitmesine izin verilir: “Burada çizgileri bırakıp boyalara başlıyorum artık. Boya tekniği daha mı düşünsel, çizgiler daha mı tepkisel? Acıya renk yakıştıramıyorum. Acıdan arınıyorum her tuvalde”.

Abidin Dino iyileştikten sonra, 1967’de Aix’de yaptığı “boyalar” Paris’te Casanova Galerisi’nde sergilendi ve “elden çıktı”. Çizgilere gelince, “onları sergilemedim, hatta pek az dosta gösterdim. Belki “sanatsal”dan çok “yaşamsal” nitelikleri olduğu için”.

Abidin Dino yapıtlarıyla ilgili değerlendirmeleri merak ederek soruyor: “Güzel ya da çirkin, resim veya değil, çizdiğim bu acı tutanaklarını görün bakalım, ne diyeceksiniz?”.

Ölümünün 10. yıldönümünde bir kitapla birlikte sunulacak olan 80’e yakın “acı” resmi, nedeni hala pek anlaşılamasa da, inanıyoruz ki, sanatçıyı ve sanatseverleri yine mutlu edecektir. Belki de bu mutluluğun nedeni, bu resimlerde bedenimizde hissettiğimiz acılar kadar, belki daha fazla, aklımızda, duygularımızda, en önemlisi vicdanımızda biriken acıların ifadesini bulabilmemizdir.

Sergi 15 Ekim-22 Kasım 2003 tarihleri arasında Millî Reasürans Sanat Galerisi’nde izlenebilir.

ESERLER

BASINDAN