METİN

Turan Erol Retrospektif Sergisi

18.10/11.12.1999

TURAN EROL’UN DÜNYASI

Sanat yaşamında 50. Yılını geride bırakan Turan Erol’un retrospektif sergisi Amelie Edgü’nün küratörlüğünde Millî Reasürans Sanat Galerisi’nde 18.10.1999 – 11.12.1999 tarihleri arasında sergileniyor. Sergide sanatçının 1950’li yıllardan bu sergi için hazırladığı son çalışmalara kadar 50 yıllık verimleri arasında seçilen yapıtlar Mustafa Pilevneli’nin düzenlemesi ile galeride yer alıyor.

Sergi için hazırlanan kitapta İlhan Berk, 1950’li yıllardan sonra özgünleşen Türk resmi içinde kendi üslubunu geliştiren ve giderek dönemini de aşarak Türk resminin seçkin sanatçıları arasında yer alan Turan Erol’un başlangıcından bu yana büyük değişimler geçirmediğini belirtiyor ve şu değerlendirmeyi yapıyor: “aslında Turan Erol resmine topluca baktığımızda her zaman birbirinden kesin çizgilerle ayrılan değişik ama gene de gizli kalan evrelere rastlarız. Değişmeden bir değişimden söz edebiliriz.”

İlhan Berk, Turan Erol’un doğayı, sessizliği, yalınlığı ve aydınlığı sevdiğini söylüyor ve onun doğayla ilişkisini şöyle açıklıyor: “Genelde doğa pek kıpırdamaz resimlerinde. Yürüyen bir doğa yerine yerinden hoşnut bir doğayla karşılaşırız. Bu şaşırtmayan, çatışmayan bir doğadır. Doğayı gözler, inceler. Ne bulup çıkaracaksa bu incelemeden çıkaracaktır. Giderek bu Turan Erol’un felsefesi de olacaktır. O, düşüncelerini doğayla açıklar, doğayla yerine oturtur.”

İlhan Berk’e göre Turan Erol’un resimlerinde, “sürekli bir doğa sevgisiyle birlikte ona koşut bir resim anlayışı sürer. Dahası zaman durmuştur onda. Yöreler resimde değişirken zaman yerinde sayar. Turan Erol’un resminde pek öne çıkmayan bir tavrı daha vardır; bu da kendindenliktir, yani kendinde varlıktır. Her şeyi kendi içinde görmek, yakalamak, varlıkla kendi içinde kendisi ile örtüşmek. Buna ben sadelik diyorum.”

Sanatçının son resimlerinde kitlesel deformasyonlar ve dışavurumcu özellikler görüldüğünü, bunun Turan Erol’un resmine yeni bir soluk katmakla kalmayıp resmi bütünüyle kuşatarak ona can, coşku kattığını belirten İlhan Berk bu özelliği şöyle yorumluyor: “ Yalnız bu da değil; dışavurumcu deformasyon onun elinde resmi gerçekten daha gerçek de yapıyor.”

ESERLER

BASINDAN