Milli Reasürans Sanat Galerisi’nde düzenlenen sergiyle ilk kez İstanbul izleyicisiyle buluşacak olan Mustafa Okan’ın sanat yaşamı 1980’li yıllarda, Gazi Üniversitesi Resim Bölümü’nde okurken çeşitli kültür-sanat dergilerine karikatürler çizerek başladı. Çizgiye ve karikatüre olan ilgisi onu 1990’lı yılların ortalarında siyah-beyaz resimler yapmaya yöneltti. Resim eğitimi alması ve bu alanda kariyer yapmasına karşın kendi resmini geliştirirken çizgiden ve karikatürün mizah dünyasından yararlandı. Sonunda bir tür çizgi roman tadında, fantastik, güçlü bir kara mizahı içeren, güncele göndermeler yapan öykü serileri içinde çalışmaya başladı. Sanat dünyasında yaygın olan “resim öykü anlatmamalı” anlayışına karşı Okan sergilerine öykü adını koyarak bu yönünü vurguladı.
2002 yılında Ankara’da açtığı ilk sergisi “Uzak Ülke Resimleri”nden sonra 2003 yılında Adana’da açtığı sergisinin adı “Büyükler İçin Yirmi Küçük Öykü”ydü. Daha sonraki yıllarda resimlerine verdiği düşsel isimlerle “öykü anlatıcısı” rolünü daha da öne çıkardı. Bunların arasında “Asker ile Cennetin Kapısındaki Melek”, “Deve Terbiyecisi ile Terbiyeli Deve”, “Uçan Eşek ile Bulutlu Ülke”, “Uçurum Yapan Ustalar İle Büyük Makine” gibi fantastik isimlerin yanı sıra “Kargalar İle Tilkiler” gibi doğrudan çok bilindik öykülere gönderme yapanlar da vardı. Bu arada resimlerinde yer vermeye başladığı “kral ve kötürüm kral” imgeleri ile yaptığı “Kötürüm Kral ve Grip Kuşu”, “Kötürüm Kralın Ekonomistleri İle Televizyonda Sermaye İçin Ayin”, “Kral ile Kral”, “Kral Çalışıyor”, “Kral, Danışmanları ve Yakın Bir Dost”, “Kral, Köpeği, Soytarısı ve Danışmanları” resimleri ile “Bay B’nin Doğu Seferi ve Petrole Bulanmış Zaman Makinesi” ve “Bir Doğu Çölü İçin Batılı Kervan” adlı resimlerinin yer aldığı “Kısa Kara Öyküler “ ve “Yangın Öyküleri” serileri doğrudan güncel politik referanslara göndermeler yapan güçlü kara mizah unsurları taşıyordu.