SERGİLER / GEÇMİŞ / İRFAN ÖNÜRMEN'İN GETTOLARI

KURULUM

METİN

İrfan Önürmen çalışmalarında sistemin pompaladığı günü birlik süper kahramanlar (futbolcu, güreşçi, mafya babaları), patlamaya hazır gettonun linç girişimleri, gece bar çıkışı kameralara yakalanan ve yaşamları sadece bu anlardan ibaretmiş izlenimi uyandıran tipler sanatçının eleştirel dilini başlıca malzemesini oluşturur. Resimlerinde görülen her biri günlük yaşam içerisinde değişik rollere bürünen, Andy Warhol’un deyişiyle “on dakikalığına meşhur olan” sıradan kişilerdir.

İrfan Önürmen’in 90’lı yıllarla birlikte bir kolaj yığını haline dönüşen toplumu deşifre etmek, kimliksizleşen, bir başkası olmak için çırpınan ama bir türlü “öteki” olamayan bireyin çapraşık durumunu göstermek ve tüm bu trajediyi kapsar şekilde içinde yer aldığı bütünün düzen yapısını didikler.

Sanatçı, kendisine model olarak seçtiği bu tiplemeleri ne bir sömürü nesnesine dönüştürür ne de onların hayatlarından çaldıkları ile yeni bir dünya tasarlamaya kalkar. Onun oluşturduğu kolajlı yapı, çevresinde dağılmışlık, bozulma, kirlenme ve absürdlüğün acı tadını barındırır.

Onun için kolaj, biçime olduğu kadar içeriğe de müdahale eden yarı steril bir katalizördür. O yüzden kolajın ne resminin tamamını ele geçirmesine müsaade eder ne de belirsiz bir ayrıntı gibi yüzeyde asılı kalmasını ister.

İrfan Önürmen’in yapıtlarında kullandığı resim dili Levent Çalıkoğlu’nun belirttiği gibi “sokağın ve zamanın çok katmanlı yapısına karşılık gelecek şekilde parçalı ve tamamlanmamışlık etkisi taşır.”

Sanatçı resimlerinde dikkati çeken abartıya kaçmayan dramatizasyonun ifade gücünden yararlanması yapıtlarında dikkati çeker. Bunu yaparken de otoriter bir akademik üslup ile değil, içerisinde kinaye ve zengin mecazlar, duygusal karşıklıklar barındıran bir lehçeyi yeğler.

İrfan Önürmen’in Millî Reasürans Sanat Galerisi’ndeki sergisi kültüre ilişkin göstergelerin, temsillerin, imgelerin, yaşam tarzlarının yeniden ele alınmasını öneren bir sergi olarak 3 Nisan-5 Mayıs 2002 tarihleri arasında izleyicilerle buluşuyor.

ESERLER

BASINDAN