KURULUM

METİN

Hollandalı sanatçı Petra de Jong ve Ankara doğumlu Hollanda’lı mimar Aksel Çoruh’un birlikte oluşturdukları geometri sergisinde geometriğe yönelik çok kuvvetli bir referans ve ilişki mevcut. Bu sergide geometri, plastik sanatlar ve mimarlık formasyonlarının farklı bakış açıları ile aydınlatılmış olmakla birlikte iki farklı kültürel geçmişin şekilllendirdiği özel bir anlatımla yorumlanmaktadır.

Petra de Jong’un tablolarında, geleneksel Türk çini desenlerindeki geometrik soyutlamalar dikkat çekmektedir. Sanatçı, katmanlı boyama tekniğini kullanarak, tekrar eden desenleriyle sonsuz mükemmelliği vurgulamakta ve eşzamanlı ve titreşim dolu renkli şekiller ortaya çıkmaktadır. Desenler düzeni büyütülüp veya küçültülmekte, bu suretle çeşitli desenlerin renk ve uzaklıkları değiştirilerek hedeflenen vurgulamalar yapılmaktadır. De Jong’un tuval veya kağıt üzerine yaptığı triptikler arasındaki farklılık, vermek istediği anlatımları güçlendirmekte, daha kolay izlenir ve anlaşılır hale getirmektedir.

Öte yandan, mimar Aksel Çoruh geometrinin mimarî tasarımlarda nasıl kullanıldığını irdeleyen işleri ilgi çekicidir. Bu anlamdaki çalışmalarının önemli bir kısmının kaynağı yapmış olduğu saha araştırmalarıdır. Çoruh, sergide yer alan maketleri ve animasyon yöntemleriyle, geometrinin bina cephe düzenlemelerinde nasıl uygulandığını veya mimarî yapılar üzerinde oluşturabilecek optik yansımaların izleyicilerde nasıl farklı algılamalar yaratabileceklerini ortaya koyuyor. Diğer tasarım ve kolaj çalışmalarında ise Çoruh, çeşitli geometrik teknikler kullanarak mimarî imgeler ve hacimler yaratmaktadır. Yeni projelerinde, Rotterdam ve doğum yeri olan Ankara’daki çeşitli binaların detay fotoğraflarını temel unsur olarak kullanmakta, bu fotoğrafların karmaşık izlenim ve içeriğini, soyut derlemeler yaparak basit boyutlu özümlemelere indirgemektedir. Fotoğraf izlenimlerini daha sonra çeşitli bina planlamalarını kapsayan hayalî kentlere dönüştürmekte ve onlara en son aşamada yaptığı minyatür maketlerinde derin boyutlar kazandırmaktadır. Kaynak olarak kullanmış olduğu fotoğraflarla karşılaştırıldığında, bu minyatür kentler izleyicilerin bina anlayış ve algılamalarına, değişik bakışlarla yeni boyutlar getirmeyi hedeflemektedir.

ESERLER

BASINDAN