Arno Fischer kibirsiz, işine büyük bir sorumlulukla sarılan, rahatsızlık verici koşullardan irkilmeyen, korkmayan, hayatı tanıyan ve insanlara tam bir empatiyle yaklaşabilen bir sanatçı olmuştur. Fischer’in zaman zaman fotoğraflarından da yansıyan bilge bir mizah anlayışı dikkatli izleyiciye göz kırpar. Arno Fischer’in fotoğraflarında mizah ve melankoli kardeş olmalarına rağmen her zaman bir hüzün perdesi ağır basar. Sanatçının anı yakalayan fotoğrafları bir taraftan da sonsuzluğu hatırlatırlar.
KURULUM
METİN
Fischer’in fotoğraflarını farklı kılan, ister Soğuk Savaş yıllarının Berlin’i, isterse 1980’li yılların New York’u olsun, yapıtlarına hâkim olan mutlak sükûnet ve görünürdeki sessizliktir. Arno Fischer asla bir olayın doruk noktasını fotoğraflamaz. Bu nokta zaman aksında daima fotoğrafın arkasında yer alır. Sanatçının kameranın kapağını açtığı an çoğunlukla bir insanın çevresinden koptuğu andır, bir bakış, bir yakınlaşma ya da uzaklaşma, bazen izlenen olayın normal halinden görülmeyecek kadar küçük bir sapmadır. Arno Fischer, “Ben beste yapmıyorum, dünya zaten bir beste,” derken kastettiği gibi gerçekte de özel durumlar aramak ya da bir mizansen yaratmak zorunda kalmaz. Çünkü dünya zaten teatral fikirlerle doludur.
Matthias Flügge